Telefon Sevmiyor Olmak

Yakınımdakiler zaten bilirler, telefonla konuşmayı sevmeyen hatta telefon kullanmak istemeyen bir insanım (iş hayatı falan derken mecbur kullanmak zorunda kalıyorum tabi). Telefon kullanmayı sevmeyişimden ötürü bir çok şeye bakış açım da farklıydı. Herkes her aradığı zaman ben telefonun başında durup açmak zorundaymışım gibi bir beklenti çok saçma geliyordu bana. Veya ulaşılamadığım durumlarda niye telefona bakmadın? Ne yapıyordun? Neden? Nasıl? Ne? Nerede? Ne zaman? Kiminle? Türünden çıldırmış sorularla karşılaşmak çok saçma geliyordu bana (: ama yaşadığımız toplumun geneline göre böyle olmadığı için "cins" yaftasını ben yiyorum doğal olarak smile gerçi bundan gocunmuyorum da.. Etrafımdakiler "cins" diyip böyle kabul edebiliyorlar beni. Konu tabi nasıl buraya geldi (: Tam yatacaktım ki Ahmed Hulusi'nin retweet ettiği "Modern Dünya Beyniniz İçin Neden İyi Değil.." başlıklı yazıyı gördüm ve okumaya başladım, çok da hoşuma gitti yazı. Genel itibariyle çok güzel bir yazı fakat özellikle yazıda kendimi bulduğum bir bölümü paylaşmak istedim, kendimi buldum ve iyi bari aslında toplum cinsleşmiş ben cins değilmişim diyebildiğim bir bölüm smile

Eski günlerde, telefon çaldığında, biz meşgulsek ya cevap vermezdik ya da telefonun sesini kapardık. Tüm telefonlar duvara monteli olduğu için de, her zaman aradığımız kişiye ulaşabileceğimiz gibi bir beklentiye sahip olmazdık. (belki o kişi yürüyüşe çıkmış olabilirdi ya da başka yerde olabilirdi.) Dolayısıyla eğer bir kişi size ulaşamazsa, ya da siz ulaşılıyor olmak istemediğinizde, bu normal kabul edilirdi. Şimdi ise, daha çok insanın tuvaletten çok cep telefonu var. Bu da şöyle bir şey yarattı;sizin için uygun olduğu bir zamanda siz, onun için uygun olup olmadığının önemi olmadan istediğiniz kişiye ulaşabilmelisiniz! Bu beklenti, öylesine yerleşmiş ki, toplantıda olan bir kişi telefon çaldığında açıp: “Özür dilerim,şu anda konuşamayacağım, toplantıdayım” şeklinde cevap vermek rutin hale gelmiş. Sadece 10 ya da 20 yıl önce, aynı kişiler, toplantıdayken sabit hatlı telefonları çaldığında onları cevapsız bırakmaktaydı ki bu, ulaşabilirliğin beklentisi açısından günümüze göre çok farklı bir tavır.

Sona Yaklaşmak

Aslında bedenim uyuşuk uyuşuk yatıp, dizi izlemek istiyordu. Şöyle bir bakıyorum da şimdi; supernatural, walking dead, flash, shameless falan bayağı bir dizi de inmiş bir vaziyette onları izlememi bekliyor bilgisayarda. Doğal olarak çok çekici geliyor bu fikir. Bir süredir günde iki defa yoga yapıyorum sabah 60-90dk vinyasa yaptığım için bir hayli yoruyor(seviyorum yormasını da) akşamları da ikinci yoga güzelce esnetiyor, diğer bir yandan tekrar sabah 5te uyanma çalışmalarına girişmiş durumdayım, fakat arkadaşlarla sosyalleşmeler, iş güç diğer hayat meşgaleleri derken henüz adapte olamadım. Birkaç gündür zaten bir hayli enerjisiz de hissediyorum kendimi sonuç olarak her şeyi birleştirince dünkü yoga seanslarından sonra bugün için yoga yapmamaya kendimi dinlendirmeye karar vermiştim, güzel bir

Sevdim Ben Bunu

Yogaya ilgim zaten malumunuz doğal olarak da bol bol araştırıyor, bununla ilgili bir şeyler okuyor, daha çok öğrenmeye, öğrendiklerimi uygulamaya çalışıyorum. Bu uğraşlar sırasında karşıma bir blog çıktı, blogun sahibi de bir yoga eğitmeni Defne Suman. 

Henüz yazılarının tamamını okumadım, yoga kategorisindeki yazıların bir çoğunu okudum ve bir hayli hoşuma gittiği için sizlerle de sitesini paylaşmak istedim http://defnesumanblogs.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.


İlgisizlik

Başlıktan mütevellit ilişkisel bir konuda yazacakmışım izlenimine kapılanlar olabilir, yok öyle bir şey smile Bilgisayarım bozuldu, parça sipariş ettim o gelene kadar bir hafta geçti. Bir hafta boyunca bilgisayarsız kaldım(çok fenaydısmile) o süreçte doğal olarak işler güçler birikti, bilgisayar normale dönünce de yaldır yaldır işleri güçleri yetiştirmeye çalıştım doğal olarak bu süreçte siteyi savsakladım.

Esasen siteyi savsaklıyor olmam çok mühim bir şey değil, zaten milyonlarca ziyaretçisi olan bir site değil diğer bir yandan milyonlarca ziyaretçisinin olmasını gerektirecek bir içeriğe sahip de değil benim sitem. Bir şeyler yazdıkça rahatlıyor olabilirim belki, bir eksiklik hissediyorum yazmadıkça yada ilgilenemedikçe. Kendi kendime yaptığım yakarışlardan/itiraflardan yada her neyse onlardan biri bu yazı da.

Neyse.. Yakında hem gitar çalar şarkı söyler bir şeyler kaydeder onu paylaşırım, hem yoga falan yazarım çizerim paylaşırım hem de belki üşenmezsem programlamayla ilgili bir şeyler de anlatabilrim yine.