Işığa Gelen Böcekler

Eylül'de kapıları pencereleri sonuna kadar açtın, her şeyi fazla fazla aldın içeri, Ekim'le birlikte artık bir dur, kapıyı pencereyi kapat, bir şeylerle bağ kes, yeni ve güzel şeyler olacak temalı paylaşımlar çıkıyor karşıma sürekli. Yerli yabancı, enerjisel naenerjisel, astrolojik falan her şekilde sürekli benzer içerikli şeyleri görüyorum.
Bence anlamam gerekeni anlamışımdır artık.
Anlamış mıyımdır?
Evet evet, anlamış olmalıyım (:

Sen ışıldarken, ışığına çekilenler olacak. Kimileri senin gibi ışıdıkları için çekilecekler o ışığa, kimileri senin ışığından faydalanarak ışımaya başlamak için, kimileri ışığa gelen böcekler gibi sadece etrafında kalabalık yapacak, kimileri de ışığını söndürmeye çalışmak için gelecekler o ışığa ama gelecekler.
Herkes sadece kendi işine bakmayacak, işleri senin ışığın olacak zaman zaman. 
Her biri sadece daha çok ışıldayabilmen için.
Her biri kendi programları gereği yapması gerekeni yapan birer canlı ve her biri bir şekilde sana hizmet ediyor ki daha çok fark et, daha çok ışılda.

Sabah erken kalkıp havaalanına gitmem gerekiyor, o yüzden kısa kesiyorum bu yazıyı (: Yatağa geçince bu konu üzerine düşünmeye devam edeceğim, belki eklemeler yaparım.

Kendi Kendime Konuşmacalar

Konuşacağım yine kendi kendime smile

Gidiyordum aslında.
Kararımı vermiştim, planımı yapmıştım ve gidiyordum.
Başka bir yerdeydim bugün.
Gitsem bitecekti sanki.
Bir bitiş ya da başlangıçla ilgisi de yoktu aslında ama gitsem bitecekti sanki, öyle hissediyordum.
Gitmedim, gidemedim.
Kendimden bahsederken kullandığım "Bir şey olduysa; böyle olması gerekiyordur der, kabullenir ve yola devam ederim." tanımımı acaba artık kullanmamalı mıyım diye düşünüyorum son zamanlarda.
En azından bazı konularda (:
Evet; hala öyle düşünüyor, inanıyor ve öyle yaşamaya çalışıyorum, fena yönetmiyorum da süreçleri.
Gel gelelimki son birkaç aydır, evren bu tutumumu meydan okuma olarak kabul etmiş de beni sınıyormuş gibi olaylar yaşatyor bana


Anlayamadığım şeyler dışarıda gibi gözükse de kendimdeler aslında.
Algısı açık ve hisleri güçlü bir insan olduğumu düşünüyordum, hatta bunu çokça deneyimlediğim için biliyordum.
Nasıl bu kadar yanlış değerlendirmiş olabilirim her şeyi?
Nasıl bu kadar yanlış tanıdım?
Bu kadar mı kapattım algımı, bu kadar mı kısıtladım farkındalığımı, bütün hislerim bu kadar mı hissizleştirdi beni?
Görmek istediğim ya da umduğum gibi mi değerlendirdim her şeyi?
Bu denli yanılmış olabilir miyim?
Hala, hayır yanılmıyorsun diyor içimdeki ses. Hala yanılıyor muyum =) 
Göreceğim, göreceğiz bakalım.

"İçimiz dışarıya gösterdiğimiz gibi mi?"

Kolaylıkla ve keyifle olur umarım olacak her şey.
Eskiden ne istemem gerektiğinden emindim artık ne istemem gerektiğinden emin değilim.
Biliyorum neyi istemeye devam edersem o oluyor.
Neyi istemeye devam edersen o da oluyor.
Korkulara, endişelere takılı kaldığın bir durumda; korkularını endişelerini gerçekliğe dönüştürüyor evren. Her şeyden sıyrılıp istediğin şeye odaklandığında bu sefer o şey gerçekliğine dönüşüyor. Yine başa dönüyoruz; ne istemeliyim :) 

Athena - Yalan Cover

Birkaç aydır her şey ne yoğun ve ne hızlı oluyor hayatımda. 
Başlangıçlar, bitişler. Başlayamayanlar, bitemeyenler.
Hayatıma girenler, hayatımdan çıkanlar. Olanlar, olmayanlar.
Anlayabildiğim şeyler ve anlayamadıklarım, daha çok da anlayamadıklarım..
Her şey çok yoğun, çok hızlı ama bazen bir o kadar da yavaş oluyor gibi hissettiriyor..

Ne çok anlayamıyorum son zamanlarda.
Anlayabilmek, oldurabilmek için elimden geleni fazlasıyla yaptığıma inanıyorum hatta gereksiz yere fazla fazla yaptığımı düşünüyorum.
Yoruyor anlamaya çalışmak, anlayamamak.
Dalgalara karşı yüzmeye çalışmak gibi anlama çabası.
Bırak sadece.

"Bekleyecek hiçbir şey kalmayana kadar beklemek." diye bir söz görmüştüm geçen gün. Bol keseden konuşup duruyordum beklentisizlik üzerine ama konuşmak ve bir şeyi pratik etmek, bahsedilen şeye iman edip gereğini yaşamak birbirlerinden ne farklı kavramlar.
Bol keseden konuşmak derken; ne rahat söylüyoruz değil mi her şeyi.
Bütün o güçlü kelimeler, o büyük sözler, o süslü cümleler ne rahat dökülüyor dudaklarımızdan. Eylemle desteklenmeyince ne rahat boşalıyor hepsinin altı.
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz." sözler de önemli, sözler de çok güçlü lakin bahsedilen şey hayat pratiğimizde yoksa sadece konuşarak kendimizi tatmin ediyor, gönül eğlendiriyor olabiliriz.

Neyse konudan kopmayayım (:

Beklentisizlik kıvamına yeni geldim bence.
Beklentisiz olmak ve umursamamak, birbirine ne çok yakınlar.
Umursamadığın şeye dair beklenti halinde olamazsın ama beklenti içinde olmadığın şeyi hala umursuyor olabilirsin.
Belki ben de şey'i umursuyor ama o şeyle ne olacağını umursamıyorum. Ne olacağını umursamamak da beraberinde beklentisizlik getiriyor.

Sadece bu kadar gizemli olmasa, açık olsa her şeyler, nasıl gelişirdi acaba bir şeyler. smile
Daha çok gelişecek, güçlenecek ve daha çok ışıldayacağım ben.
Ben bunları yaparken şey de olsun istemiştim hayatımda. Zor görünüyor ama kim bilir..
Her şey hayırdır.