Sona Yaklaşmak

Aslında bedenim uyuşuk uyuşuk yatıp, dizi izlemek istiyordu. Şöyle bir bakıyorum da şimdi; supernatural, walking dead, flash, shameless falan bayağı bir dizi de inmiş bir vaziyette onları izlememi bekliyor bilgisayarda. Doğal olarak çok çekici geliyor bu fikir. Bir süredir günde iki defa yoga yapıyorum sabah 60-90dk vinyasa yaptığım için bir hayli yoruyor(seviyorum yormasını da) akşamları da ikinci yoga güzelce esnetiyor, diğer bir yandan tekrar sabah 5te uyanma çalışmalarına girişmiş durumdayım, fakat arkadaşlarla sosyalleşmeler, iş güç diğer hayat meşgaleleri derken henüz adapte olamadım. Birkaç gündür zaten bir hayli enerjisiz de hissediyorum kendimi sonuç olarak her şeyi birleştirince dünkü yoga seanslarından sonra bugün için yoga yapmamaya kendimi dinlendirmeye karar vermiştim, güzel bir karar gibi de görünüyordu fakat bugün suçluluk/eksiklik/özlem dolu bir gün geçirdim. Hatta öyle garip bir hal aldı ki, çalışıyorum projeyi bitireceğim kodlar modlar uğraşıyorum, kalkıp çay alıyım diyorum ona kalktığımda güneşi selamlamaları yapmaya başlamış şekilde falan buluyorum kendimi. Sonuç olarak bütün bu cümleler şuraya bağlanacak J bilmiyorum yoga yapmamış olmanın getirdiği uyuşukluk mu başka bir şey mi ama enerjisiz bir gün geçiriyordum doğal olarak yayıp dizi izleme fikrinden vazgeçip nasıl bu satırları yazmaya karar verebildim ben de anlamıyorum smile

Çok doğaçlama ve birbirinden alakasız konularla dolu bir yazı olacak gibime geldi. Çay hazırladım şimdi kendime, frenchpresste yeşil çay yapraklarına gözüm takıldı ve ister istemez “İnsan nasıl da değişiyor zamanla..” diye geçti içimden. Ben yeşil çay sevmiyordum. Tadı, rengi, kokusu v.s. hiçbir şeyi hoşuma gitmiyordu nasıl oldu da yeşil çay içmeden duramaz bir hale geldim smile çok memnunum bu durumdan tabi ama garip değil mi? Hangi kararları aldım, ne yaptım, nasıl bir yol izledim de böyle oldu, ben mi seçtim? Yoksa zaten böyle olacaktı ben sadece rolümü mü oynadım seçimler yaptığımı zannederek(evet böylesi daha mantıklı) yeşil çaydan yola çıkarak bir hayli derinleştirdim farkındayım ama o sadece mikro bir örnek. O ve benzeri birçok şey değişti hayatımda, o değişen mikro/makro şeylerle beraber ben de değiştim. Açıkçası değişimleri de seviyorum ben. Sabah erken kalkmayı çok sevmeye başladım mesela, güneş doğmadan uyanmayı, doğanın, hayvanların uyanışını görebilmeyi aslında onlarla beraber canlanmayı seviyorum. Çocukluğumdan beri teknolojiyi çok seven ben, teknolojik aletleri de sevmemeye başladım, vejetaryen olmayı kafaya takmış durumdayım ve biliyorum ki yakın zamanda vejetaryen da olacağım ve zevkle yaşayacağım hayatımın o bölümünü de smile Hayvanlara zarar vermemeliyiz, bitkisel beslenmek daha sağlıklı v.s. bir çok neden sayılabilir vejetaryen olmak için fakat benim birincil nedenim; içimden, derinden gelen bir sesin öyle yaşamam gerektiğini söylüyor ve bunu çok yoğun hissediyor olmam.

Uzunca bir süredir planlıyorduk ailecek Tokat’tan taşınmayı, bir sahil kasabasına yerleşmeyi. Çok da çekici geliyor insana; yeni bir yerde, doğayla iç içe, kendi halinde, birçok şeyden uzak bir hayat fikri. Sonunda şartlar olgunlaşmaya başladı ve muhtemelen bu ay sonunda şehir/köy/kasaba kısacası konum belirlenecek ve ilk adım atılmış olacak. Belki ailem bir süre daha Tokat’ta kalacak kardeşimin okulu falan diyerekten fakat ben sabırsız bir birey olarak bir an önce yerleşeceğim yeni mekanı. Ve içimdeki hisse göre ki çoğunlukla boş çıkmıyor bu hisler çok şükür; yer değişikliği sonrası hayatımda da çok hızlı, köklü ve güzel değişiklikler olacak. Ne olacak, nasıl olacak, niye olacak bilmiyorum ama olacağını ve güzel olacağını hissediyorum. Bir de gariptir gitmek fikri yogaya dair de heyecanlandırıyor beni. Yine bağladım bir şekilde yogaya J Kendimi ormanda, sahilde, dağda bayırda her yerde yoga yaparken hayal ediyorum elimde olmadan, istemsizce. Temiz havayı içime çekiyorum, daha bir hissediyorum yaşadığımı. Egzoz kokularının arasında sürmüyorum bisikleti, dağda, yeşilliklerin arasında sürüyorum smile Telefon kullanmayı zaten minimuma indirgerim, bütün iletişimim bilgisayar başından olur sanırım. Zaten işim de bilgisayarla, bu bakımdan da sıkıntı yaşayacağımı düşünmüyorum.

Her neyse..

O kadar daldan dala atlayarak yazdığım yazının başlığına da bağlayayım bari konuyu. Sonuç olarak benim ve ailemin hayatında büyük bir değişim olacak ve bu değişimde sona yaklaşılmaya başlandı. Sona yaklaşıldıkça da herkesin içten içe stresi artıyor gibi smile Hani uzun yola gidecek olursunuz otobüse binmeden önce bir huzursuzluk, sıkıntı falan kaplar ya içinizi, öyle bir şey. Yazı başlığındaki sona yaklaşıyor olmanın bir boyutu bu fiziksel değişimdi, diğer bir boyutu ise şudur; geleceğe dair çok düşünen, nasıl olacak, nasıl yaparım, ya böyle olursa ne olur, niye şöyle yapmadım v.s. diyen birisi değilim. Her şeyin olması gerektiği gibi olduğuna ve olacağına, kurulu, çok güzel işleyen bir sistemin olduğuna inanıyorum ve o şekilde yaşıyorum doğal olarak düşünmeme gerek kalmıyor. Fakat ben de insan olduğum için zaman zaman yaşananlar veya ekonomik nedenler beni de bunaltabiliyor uzun süreli olmasa da.. Sona yaklaştığımı hissettiğim ikinci konu da buydu, uzun süredir krediler, kredi kartları, borçlar v.s. öde babam öde modundaydım smile. Yakın zamanda, belki gidince belki gitmeden bilmiyorum ama yakın zamanda bu durumun da değişeceğini hissediyorum veya daha da öte biliyorum smile bu modun da sonuna yaklaştım yani.

Sona yaklaşıyor olmak aşırı mutluluk veriyor, yeni yeni başlangıçlara gebe günler..

Son olarak, hiçbir şeyin cefasını çekmeden sefasını süremiyorsunuz ve çabaladığınız, uğraştığınız şeyler daha değerli oluyor.

Üçüncü olarak yazının da sonuna yaklaştık. Buraya kadar okuduysanız teşekkürler.

Sosyal Ağlarda Paylaşın

Share on Tumblr

Facebook Yorumları


Yorumlar (0)

Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yapın