Öyle Bir Şeyler
Son zamanlarda günler, haftalar hatta aylar nasıl geçiyor anlamıyorum. Zaman kavramımı iyice yitirmiş olabilirim. Bu bilinçsiz yaşamaktan ya da farkındalık yoksunluğundan da kaynaklanmıyor aslında. Hayatım sessiz sakin geçiyor görüntüsü sergiliyor ama sanırım bir hayli yoğun geçiyor ve bir şeyleri takip edemiyorum . Evet evet hep yoğunluktan .
Bir süredir işsizim, dışarıdan aldığım ufak tefek işleri saymazsak ciddi ciddi işsizim ve teknik olarak bununla beraber günlerimin büyük bölümü boş geçmeliymiş gibi hissediyorum. Hatta o denli hissediyorum ki, günlerim boş geçmediği halde boş geçiyorlarmış gibi geliyor bazen .
Önceki yazılarımda bahsetmiştim (Bahsetmiş olduğumu düşünüyorum ama emin de değilim aslında o kadar iyi değil hafızam); her an kendi evrenimizi oluşturuyor, kendi gerçekliğimizi yaratıyoruz. Düşüncelerimiz, istediklerimiz, istemediklerimiz, kaygılarımız, korkularımız, mutluluklarımız v.s. hepsi her an gerçekliğimizi yaratıyor. “AN”da yaşıyoruz ama her an sonraki anımızı yaratıyoruz, farkında olarak ya da olmayarak. Hal böyleyken de rahatça “Bu zamana kadar istediğim her şey gerçekleşti.” Diyebiliyorum . Hatta buna o kadar inanıyorum, hatta o kadar hissederek biliyorum ki; geçen gece yattığımda, isteyeceğim her şeyin tezahür edeceğini hissettiğim için korktum . Çünkü insan isteklerini kontrol edemiyor zaman zaman. İstemeyi sadece; şunu istiyorum, bunu istiyorum, bu şöyle olsun, o böyle olmasın diye düşünüp dile getirdiğiniz şeyler olarak düşünmeyin. Aklınızdan geçen, hissettiğiniz olumlu ya da olmuşuz her şey, içerisinde bulunduğunuz ruh hallerinizin tamamı sürekli bir yaratım sağladığı için, her an istiyorsunuz ve oluyor, beni de korkutan buydu. Ama sonra kaderci yanım ve aslında kontrolün elimde olmadığı düşüncesiyle beraber tekrar dinginleştim . İsteme ve yaratma süreci böyleyken de yaşadığım işsizlik sürecini de kendi kendime çekmiş olduğumu biliyorum .
Yaz ayının başında nasıl çalışmak istediğime ve yoganın hayatımın daha merkezinde olmasını istediğime dair düşüncelerimi kafamda netleştirip, bu düşüncelerimle özdeşleşen isteklerimi de dillendirmeye başlamıştım. Bununla beraber evren de bana “isteğin benim için bir emirdir” dercesine, hızlıca gerekli şartları hazırlamaya başladı. Olaylar yaşanırken, bir şeyler gelişirken farkındalığım bu seviyede değildi tabi ama üzerinden zaman geçince bir şeyleri daha net görebilmeye başladım. Böyle olması için bir çaba da sarf etmedim, her şey doğal bir şekilde gelişti. İşten ayrılmamama rağmen yoga yapmak için daha fazla vaktim olmaya başladı(neredeyse bütün gün!) ve bununla doğru orantılı olarak vücudum çok daha hızlı güçlenmeye ve esnekleşmeye başladı. Aynı zamanda asanaları daha derin yaşayabilmeye de başladım. Vücudumu daha çok dinliyor, dinledikçe ona göre davranıyor ve daha iyi sonuç alıyordum. Bir süre sonra evren, bir üst seviyeye geçmeye hazır olduğumu düşünerek, iş hayatımın sonlanması için gerekli şartları da güzelce hazırladı ve şuan da o süreci yaşıyorum. Tabii bu işsizlik ve yoğun yoga öğrenme/yaşama evresinde yaşanan, alakalı alakasız birçok şey de oldu ama şimdilik onlar konu dışı .
Sonuç olarak…
Bazen bir şeyleri yaşarken bize hiç geçmeyecekmiş, yaşadıklarımız dünyanın en ağır, en kötü şeyleriymiş, daha beteri olamazmış gibi geliyor ve ışığı göremiyoruz. Güvendiğimizi inandığımızı söylediğimiz yaratıcıya olan güvenimiz, inancımız hiç yokmuş gibi geçiriyoruz günlerimizi ama bilmeliyiz ki; yaratıcı her an bizimle, her an onun bizdeki kuvveleriyle, onun gücüyle bir yaratma halindeyiz ve “BİR”iz. Yaşadığımız her şey, bizim için en iyisinin öyle olduğu için başımıza geliyor. Her olay, her durum bizi bir sonraki aşamaya hazırlıyor ve taşıyor ve bunu da biz istediğimiz için yapıyor Biliyorum ki yaz aynın başında istediğim şeyler gerçekleşecek ve evren beni emin adımlarla hedefe doğru götürüyor. En zor ve sıkıntılı görünen anlarda bile, hayatın/evrenin bana karşı cömert tutumundan dolayı mutluyum ve elimden geldiğince şükür halindeyim.
Tamam daha fazla uzatmıyorum , içimdeki yazma arzusu biraz olsun dindi.
Son olarak..
Umarım sizler de sıkıntılı anlarınızda, aslında mutlu olmanız için ne çok sebebiniz olduğunu görebilip biraz olsun huzurlu olmayı başarabilirsiniz. Unutmayın ne isterseniz gerçek olacak. İster olacağına, ister olmayacağına inanın… Haklısınız..
Başka bir yazıda görüşmek üzere..
Namaste
Facebook Yorumları
Yorumlar (0)
Henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!