Zorlu Süreçler

Yaklaşık 6 aydır zorlu süreçlerden geçiyorum aslında, hızlı ve sert değişimler yaşıyorum, farklı adaptasyon süreçleri geçiriyorum, her zorlukla beraber bir kolaylık da geliyor bir şekilde ama her kolaylık sonrası bir üst model zorlukla karşılaşıyorum smile. Son günlerde de içinde bulunduğum oyunun zorluk seviyesi iyice artmaya başladı smile. Hatırlamıyorum hangi yazımdaydı ama önceki yazılarımdan birinde de bahsetmiştim; sürekli bir yaratım içerisindeyiz. Her saniye kendi gerçekliğimizi yaratıyoruz, farkında olalım ya da olmayalım, bu yaratım anlık oluyor ama anlık yaşanmıyor, üç yıl önceki düşüncenizin sonucunu şimdi yaşıyor da olabilirsiniz. Bununla beraber bu koca evren sürekli bütün ihtiyaçlarımızı karşılıyor, gerçekliğimizi yaratmamıza paralel olarak, evren de bize olay, kişi, durum, ya da para gibi ihtiyaçlarımızı gönderiyor. Bu yazdıklarıma gerçekten inanıyorum ve yıllardır somut bir şekilde bu inanca paralel bir sürü olay da yaşadım.

Doğum Günü, Evren, Alerji ve Yoga

Benim yazabilmem için gerekli şartların başında What’s Up çalıyor olması zorunluluğu var sanırım laughing. Ne zaman “hadi bir şeyler yazayım” desem, kendimi what’s up dinlerken buluyorum. Vardır bir hikmeti.  Gerçi bu sefer olağan what’s up sevgimin dışında da bir şeyler var, iki gündür normale oranla daha düşüğüm ve evrene sık sık what’s going oonnn??!! Deyip duruyorum laughing

Neyse konuya dönüyorum..

29 Yıl önce bugün doğmuşum ben smile yani doğum günüm bugün. Aslında doğum günü, yıl dönümleri, sevgililer günü, o günü, bu günü, şu günü gibi günlere önem veren birisi değilim. İnsanlarla yaşamanın gerekliliklerini yerine getiriyorum elbette ama içten içe hissettiğim ve düşündüğüm şey de bu smile.

Öyle Bir Şeyler

Son zamanlarda günler, haftalar hatta aylar nasıl geçiyor anlamıyorum. Zaman kavramımı iyice yitirmiş olabilirim. Bu bilinçsiz yaşamaktan ya da farkındalık yoksunluğundan da kaynaklanmıyor aslında. Hayatım sessiz sakin geçiyor görüntüsü sergiliyor ama sanırım bir hayli yoğun geçiyor ve bir şeyleri takip edemiyorum smile. Evet evet hep yoğunluktan tongue-out.

Bir süredir işsizim, dışarıdan aldığım ufak tefek işleri saymazsak ciddi ciddi işsizim ve teknik olarak bununla beraber günlerimin büyük bölümü boş geçmeliymiş gibi hissediyorum. Hatta o denli hissediyorum ki, günlerim boş geçmediği halde boş geçiyorlarmış gibi geliyor bazen smile.

İlgisizlik

Başlıktan mütevellit ilişkisel bir konuda yazacakmışım izlenimine kapılanlar olabilir, yok öyle bir şey smile Bilgisayarım bozuldu, parça sipariş ettim o gelene kadar bir hafta geçti. Bir hafta boyunca bilgisayarsız kaldım(çok fenaydısmile) o süreçte doğal olarak işler güçler birikti, bilgisayar normale dönünce de yaldır yaldır işleri güçleri yetiştirmeye çalıştım doğal olarak bu süreçte siteyi savsakladım.

Esasen siteyi savsaklıyor olmam çok mühim bir şey değil, zaten milyonlarca ziyaretçisi olan bir site değil diğer bir yandan milyonlarca ziyaretçisinin olmasını gerektirecek bir içeriğe sahip de değil benim sitem. Bir şeyler yazdıkça rahatlıyor olabilirim belki, bir eksiklik hissediyorum yazmadıkça yada ilgilenemedikçe. Kendi kendime yaptığım yakarışlardan/itiraflardan yada her neyse onlardan biri bu yazı da.

Neyse.. Yakında hem gitar çalar şarkı söyler bir şeyler kaydeder onu paylaşırım, hem yoga falan yazarım çizerim paylaşırım hem de belki üşenmezsem programlamayla ilgili bir şeyler de anlatabilrim yine.