Güzel Bir Gün

Şehirler midir güzel olan? Yoksa içinde yaşananlar mıdır şehirleri güzel kılan? Belki de biraz ondan, biraz bundan smile.

Neredeyse bir ay olacak, uzun sayılabilecek bir süredir Tokat’tayım ve bir hayli mutluyum da smile. Aslında içe dönük, kapalı bir insanım ben. Mümkün olduğunca az açıyorum kendimi ve mümkün olduğunca az şey paylaşıyorum dışarıyla. Hal böyle olunca da yalnızlığı seviyor insan(bknz. Koşullu yalnızlık).

Ama bugün dostlarla geçen güzel günün ardından eve gelip yoga yaparken türlü düşüncelere daldım smile… Devamı İçin Tıklayın

Yeni Başlangıçlar

Dün yaklaşık 9 saat süren bir araba yolculuğu sonrası Tokat’a geldim. Özlemişim de sanırım. Evimizin bulunduğu mahalleyi özlememişim bu bir gerçek, evi de özlememişim.

Nasıl bir çelişki oldu değil mi? Özlemişim de sanırım dedikten sonra, şunu da özlememişim, bunu da özlememişim demek smile.

Aslında özlediğim Tokat mı? Bundan da çok emin değilim.

Her ne kadar henüz hiçbirini görmemiş olsam da özlediğim aslında içindeki insanlar, sevdiklerim, arkadaşlarım, ailem. Gerçi bunlara ek olarak, orada burada yaşadığım olayların oluşturduğu anılar ve onların etkileri de özleme sebebi.

Koşullu Yalnızlık

“Her şeyin bir şeyi var”

Aslında böyle başlamayı düşünmüyordum yazıya fakat başlığı yazarken, zamanında çok güldüğüm “Her şeyin bir şeyi var” sözü belirdi zihnimde. Kimin sözü ve neye istinaden söylemişti falan oralara girmiyor ve konuma dönüyorum hemen…

Yalnızlığı ve özgürlüğü seven bir insan olduğum için Tokat’ta sürdürdüğüm ayrı evde, tek başına yaşama serüvenini sonlandırıp, yeni bir yerde ailemle beraber yaşayacak olma fikri bir hayli aykırı gelmişti bana. Uzunca bir süre zorlandım da aslında ama şu geçen 3-3.5 aylık süreçte bir hayli alıştım(veya alışmışım) bu duruma.

Akıllanmamak

Akıllanmıyorum, ısrarla akıllanmıyorum…

Çok istikrarlıyım bu konuda smile.

Gerçi hakkımı da yemeyeyim. Bu sefer ki sakatlığım vücudumu dinlememekten değil, kendini bilmezlikten kaynaklandı smile.

Dün akşam yemeğinden sonra, şeytan dürtmüş gibi; “Aaa acaba parmak uçlarımda bakasana yapabilir miyim?” dedim kardeşime ve kalktım hemen denedim smile.

Sonuç; yapamazmışım smile. Sağ bileğimden bir çıtırtı sesi geldi ve hareket kabiliyeti bir hayli kısıtlandı. Bugün yoga yapmama da engel oldu. Bir anlık gerzekliğimin veya kendini bilmezliğimin sonucu, bugün yogadan mahrum kaldım. Tabii ek olarak biraz canım da acıyor ama yogadan mahrum kalma bölümü daha can sıkıcı.

Bir de bir şey daha dikkatimi çekiyor; sürekli sağ tarafıma çalışıyorum. Sağ dizim, sağ IT bağım, sağ el bileğim.

Kaza ve düşmeler neyse de, bile bile insanın kendini sakatlaması enteresan oluyor smile. Ama tabi yaşanan olumlu olumsuz her şey, az ya da çok geliştiriyor beni. Umuyorum ki artık akıllanacağım tongue-out.

Bu arada; bugün yogasız kalışımın dışa vurumudur bu yazı.

Upward Bow(Wheel) Pose - Urdhva Dhanurasana

Bir kaç gündür enerjisizdim yine.. Zaten geçen gün akşama doğru saat 6 gibi kendimden geçmiş, baygınlık geçirircesine uyumuş kalmışım. Uyandığımda saat gece 2 olmuştu embarassed tabii kalkıp saate baktıktan sonra tekrar yatmayı tercih ettim. Bu ayrıntıları neden veriyorum bilemedim bir an. Sanki bir kaç gündür enerjisizim dediğimde kimse bana inanmayacak. İnandırmalıyım herkesi smile 

Bugün enerjim kısmen yerindeydi ben de fırsattan istifade Fiji'nin omuzları açmak ve güçlendirmek için hazırladığı dersi yapmaya karar verdim (https://vimeo.com/82303463). Aslında geriye bükülmeler üzerine çalışmak istiyordum bu sabah fakat, kısa süreli içsel git gel sonrası bu derste karar kıldım(omuzlarım iyice açıldıktan sonra daha rahat backbend yapabileceğim düşüncesinin de etkisi oldu tabii). Ders sonrası pozisyon denemeleri sonrası fotoğraf çekmeye karar verdim ve kullandığım tabletin sesli çekim özelliğinden yararlanayım dedim ama iyi mi ettim bilemedim. Normal şartlar altında "Capture" dediğiniz zaman anında çekiyor fotoğrafı fakat wheel pose sırasındaki aksanımdan kaynaklanıyor olsa gerek, tablete bir türlü fotoğraf çektirtmeyi başaramadım. Kepçır, kapçur, kepçur, gapçır, gapçur v.s. Allah ne verdiyse söylemeye başladım fakat, normalde 5 nefes kadar durduğum pozda fotoğraf aşkına bir hayli uzun kalmaya başladım smile fotoğrafı da artık yorulup git gide aşağı çökmeye başladığım anlardan birinde, tablet sağolsun algıladı ve çekti. Bu da bana ders oldu tabii..