Değişimler

Son 1 yıldır falan iyice bastırdı sanırım şehir hayatından, insanlardan uzaklaşıp sessiz sakin kendi halinde kafana göre takılabileceğin şekilde yaşayabileceğin bir yerde olma arzusu. Ama bir çok şeyde olduğu gibi bunu da en uç noktalarda istiyorum. Direkt hiç insan olmasın, tamamen doğa, elektrik, telefon(hayatımda olmadığına en çok sevineceğim şey bu olabilir) v.s. yok, ilk insanların hayatına yakın bir hayat. Tabi şimdilik bu çok ütopik bir düşünce ama yine de aklımda olduğuna göre vardır bir hikmeti.

Şehir hayatını bırakıp dağa yerleşen, bisikletine atlayıp Dünya turuna çıkan ya da sırtına çantasını alıp bütün yaşantısını geride bırakıp içinden geldiği gibi, içinden geldiği yere gidip, içinden geldiği şekilde yaşayan ve bu derece cesaretli olan insanları bayadır imrenerek takip ediyorum(internetten haberim olabildiği kadar, peşlerine drone takmadım). Takip ettikçe de daha da istemeye başlıyorum. Aslında hayatımdan memnunum her şey çok güzel gidiyor, elbet inişler çıkışlar oluyor ama genele bakacak olursam her şey fazlasıyla güzel. Fakat buna ek olarak bir şeyler eksik hayat, yaşamak böyle olmamalı.

Saçmalamaca

Eskiden iyi günlerimiz, dostlarımız vardı diye bir şarkısı vardı rahmetli Barış Akarsu'nun. Şimdi niye böyle başladın yazıya diyeceksiniz, gayet haklısınız da. Yapacağım saçmalamalar eski günlere dair olacağı için o şarkıyı anımsamış olmalıyım. Baya bir süredir sitemi yenileyince içerik girmeye başlayacağım diye kendimi kandırdığımı fark ettim. Sonuçta eski veritabanındaki içerikleri yenisine aktaracağıma göre, eski site yeni site ya da içeriğin ne zaman girildiğinin bir önemi kalmıyor. E peki neden eskisi gibi yazmıyor, çizmiyor, videolar paylaşmıyorum acabaa diye sorguladım kendi kendime. 

Eskiden daha çok vaktim mi vardı? Daha mı enerjiktim? Ya da yaşlandım mı?(tabii her yaratılmış gibi yaşlanıyorum ama içi geçmiş v.s. denir ya o hale mi geldim acaba) Şöyle bir göz gezdirdim de siteye, bir gayret programlama anlatmaya çalışmışım insanlara, ya da linux üzerinden wireless şifresi kırmayı anlatmışım(bir ara da o vardı, radyoya gidip karşıdaki otelin wifisini kırıp onu kullanırdım(ttnet'e saygılar(parantez inception'ı yaşadık farkındayım))) hayatımla ya da o an ilgilendiğim şeylerle ilgili yazılar yazmışım, videolar paylaşmışım(bunu yine yapıyorum kısmen) öyle ya da böyle iyi kötü aktifmişim sitede. 

Şu sıralar da tam tersi, siteyi yenileme düşüncem var fakat, kategorileri kaldıracağım, programlama anlatmayı bırakacağım(zaten yeteri kadar anlatamam da hem bilgim hem de enerjim yok malum bir şey anlatılırken bile yeni bir şeyler çıkıyor yetişmenin imkanı yok neredeyse) aslında programlama anlatmamak ya da kategorileri kaldırmak falan neyse, direkt siteyi kapatmayı da düşünüyordum ama ondan vaz geçtim, bu kadar yıl durdu, ben hayatta olduğum sürece de dursun. Bu arada bu satırları yazarken bir yandan da hala düşünüyorum neden eskisi gibi değil diye. Sanırım büyümek, iş güç, gündelik meşgaleler, yoga falan derken vaktim / enerjim kalmıyor bu işe. Evet evet neden bu olmalı.

Bir şekilde ayar çekeceğim her şeye ve siteyle ilgilenmeye başlayacağım. Bunu da buraya yazıyorum:P

Bir de unutmadan bu sözümü unutmayın gençler.;

Ne kadar dönersen dön, kıçın arkadadır. 

Yoğunluk

Uzunca bir süredir bu kadar yoğun geçmiyordu günlerim, evden çalışıyor olmanın da verdiği rahatlıkla iş planlarımı kendim yapıp mesaimi kafama göre düzenleyebiliyordum fakat bu hafta mesai kafasına göre beni yaptı desem yeridir J Tabii yanlış anlaşılma olmasın, şikayet etmiyorum bu durumdan, tam tersi özlemişim bile. Aynı anda 3-4 projeyle uğraşıp, eş zamanlı birilerine laf yetiştirip, bir yandan da O Ses Türkiye izlemek(dinleyip demek daha doğru olabilir, sesini duyuyorum sadece)  zevkli oluyor.